Zamanaşımı, alacağın kanunlarda öngörülen sürelerin geçmesi ile ortadan kalkması durumudur. Vergi alacağının zamanaşımına uğraması; tarh zamanaşımı, ceza zamanaşımı ile düzeltme zamanaşımı 213 sayılı Vergi Usul Kanununda ve tahsil zamanaşımına ilişkin hükümler de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Buna göre tarh zamanaşımı, ceza zamanaşımı ve düzeltme zamanaşımı hususunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan hükümler; tahsil zamanaşımına ilişkin ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yer alan hükümler uygulanacaktır.
1. Tarh (Tahakkuk) Zamanaşımı
Vergiyi doğran olayın meydana gelmesi akabinde vergi idaresinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen sürenin geçmesi sonrasında vergi borcunu tahakkuk edememesidir. Konuya ilişkin öncelikle tarh ve tahakkuk safhalarının tanımlanması yerinde olacaktır. Şöyle ki;
Tarh, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre verginin tarhı, vergi alacağının kanuna uygun şekilde hesaplanarak mükellef adına belirlenmesidir. Bu işlem, verginin matrahı üzerinden ilgili vergi oranlarının uygulanmasıyla gerçekleştirilir ve genellikle beyan usulüne dayanır.
Tahakkuk, verginin tahakkuku ise tarh edilen verginin kesinleşerek ödenebilir hale gelmesini ifade eder. Vergi; mükellefe tebliğ edildikten sonra, itiraz süresi geçmesi veya itirazın reddedilmesiyle tahakkuk eder. Beyan esasına dayanan vergilerde tahakkuk, beyanname verilmesiyle kendiliğinden gerçekleşir.
Bu süreç vergi borcunun doğmasını ve kamu alacağı niteliği kazanmasını sağlar.
Tarh (tahakkuk) zamanaşımı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununu 114. Maddesinin 1. Fıkrasında;
- ‘’Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, öncelikle vergi alacağının doğduğu takvim yılının başından itibaren 5 yıllık süre içerisinde tarh edilmemesi veya tarh edilmiş olan verginin alacağın doğduğu takvim yılının başından itibaren 5 yıllık süre içerisinde mükellefe tebliğ edilmesi gerekmektedir. Tarh edilmekle birlikte mükellefe tebliğ edilmeyen vergi borcu da ilgili kanun hükmü uyarınca zamanaşımına uğramış olacaktır.
Konuya ilişkin T.C. Danıştay 3. Dairesi 28.02.2024 tarihli, 2020/2260 E. ve 2024/1005 K. Sayılı İlamında;
- ‘’213 Sayılı Kanun'un 126. maddesinde yer alan, zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde sürenin, hatanın yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan az olamayacağı düzenlemesi karşısında, adına tarh zamanaşımı süresi geçtikten sonra vergilendirme işlemi tesis ve tebliğ edilen dolayısıyla kendisinden tarh zamanaşımı süresi içinde düzeltme talebinde bulunması beklenemeyecek olan davacının dava konusu işlemin tebliğinden itibaren bir yıl içinde yaptığı başvurunun düzeltme zamanaşımı süresinde içinde gerçekleştirildiğinin evleviyetle kabulü gerektiğinden aksi yöndeki gerekçeyle davayı reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.’’ Şeklinde hüküm ihdas edilmiştir.
1.1. Tarh (Tahakkuk) Zamanaşımını Durduran Haller
Tarh zamanaşının durması, kanunda öngörülen olay veya işlemin gerçekleşmesi ile zamanaşımı işleme süresinin durması durumu kastedilmektedir. Dolayısıyla kanunda belirtilen olayların gerçekleşmesi ile zamanaşımı süresi duracak bu olayın ortadan kalkması veya sürenin geçmesi ile zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.
- Vergi idaresi tarafından takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımı süresini en çok 1 yıllık süre için durduracaktır. Bu durumda takdir komisyonu tarafından hazırlanan raporun vergi idaresine teslim edilmesi ile veya takdir komisyonuna sevk tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin geçmesi ile zamanaşımı süresi işlemeye devam edecektir.
T.C. Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu 04.12.2024 tarihli, 2024/16 E. ve 2024/1145 K. sayılı İlamında;
- ‘’Takdir komisyonu kararının idareye en geç ihbarnamenin düzenlendiği tarihte tevdi edildiği kabul edildiğinde ve dava konusu vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin 20/04/2018 tarihinde düzenlendiği ve bu tarihi takip eden günden itibaren zamanaşımı süresinin kaldığı yerden işlemeye devam ettiği dikkate alındığında, 2012 yılının Nisan, Ağustos ve Kasım dönemlerine ilişkin matrah takdirinden kaynaklanan ve devreden katma değer vergisinin azaltılması neticesinde hesaplanan cezalı tarhiyatın, zamanaşımına uğramaması için 04/06/2018 tarihinde kadar tebliğ edilmesi gerekmektedir.
- Davalı idarece, dava konusu vergi ve cezaya ilişkin ihbarname, anılan zamanaşımı süresi geçtikten sonra 31/10/2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir.
- Bu durumda, vergi/ceza ihbarnamenin vergi alacağının doğduğu 2012 takvim yılını takip eden takvim yılının başından, takdir komisyonuna sevk nedeniyle duran zamanaşımı süresi de dikkate alınarak zamanaşımı süresi içinde tarh ve tebliğ edilmesi gerekirken, bu süre geçirilerek 31/10/2018 tarihinde tebliğ edilen vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşılmıştır.’’ şeklinde hüküm ihdas edilmiştir.
- Mücbir sebep hallerinde; doğal afet, yangın, ölüm vs. durumlarda mücbir sebep nedeniyle vergi idaresi tarafından işlem yapılmaması durumunda tarh veya tahakkuk ettirilmeyen vergi alacağına ilişkin zamanaşımı süresi duracak ve zorlayıcı halin ortadan kalkması ile zamanaşımı süresi işlemeye devam edecektir.
1.2. Damga Vergisi Zamanaşımı
Mükellefe vergi ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmesi, damga vergisine tabii evraklarda zamanaşımı süresi dolması sonrasında damga vergisine tabi evrakın kullanılmış olması zamanaşımı süresinin baştan işlemesine sebebiyet verecektir. Genel kural olarak tarh zamanaşımının başlangıç süresi vergiyi doğuran olayı takip eden yılın ilk gününden itibaren sayılmaya başlanması ile birlikte özellik arz eden durumlarda zamanaşımı işlemeye başlaması farklılık arz etmektedir.
1.3. Ceza Kesme Zamanaşımı
Vergi cezaları bakımından zamanaşımı uygulaması 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 374. Maddesinde düzenlenmiştir. Belirtilen maddedeki sürelerin geçmesi ile vergi cezaları da vergi alacakları ile fer’ileri gibi zamanaşımına uğrayacaktır. VUK m. 374 uyarınca vergi ziyaı cezasında, cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl; VUK m. 353 ve mük. m. 355 uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl; genel usulsüzlükte, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak iki yıl olarak belirlenmiştir. Vergi ziyaı ve usulsüzlüğün birleşmesi halinde ceza, vergi ziyaı cezasının zamanaşımı süresi içinde kesilir. Birleşme halinde zamanaşımı süresi 5 yıl olarak uygulanır.
Ceza kesme zamanaşımında başlangıç süreleri cezalara göre farklılık göstermektedir. Vergi ziyaı cezasında başlangıç süresi vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından; özel ve genel usulsüzlük cezalarında ise usulsüzlüğün yapıldığı yılı izleyen yılın başından itibaren hesaplanacaktır.¹
2. Tahsil Zamanaşımı
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre tahsil zamanaşımı, kamu alacaklarının belirli bir süre içinde tahsil edilmemesi halinde devletin bu alacağı tahsil etme yetkisinin sona ermesini ifade eder. Kanunun 102. maddesine göre, kamu alacakları için tahsil zamanaşımı süresi genel olarak 5 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren işlemeye başlar.
Ancak, tahsil zamanaşımı süresinin kesilmesi veya durması gibi durumlar da kanunda düzenlenmiştir. Örneğin, borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi, borcun kısmen ödenmesi ya da haciz uygulanması gibi işlemler zamanaşımını keser ve sürenin yeniden başlamasına neden olur. Zamanaşımı süresinin dolması halinde ise, ilgili kamu alacağı devlet tarafından artık tahsil edilemez.
Bu çerçevede tahsil zamanaşımı, devletin kamu alacaklarını süresinde tahsil etmesini sağlamak ve belirsizliği önlemek amacıyla getirilen hukuki bir sınırlamadır.
2.1. Tahsil Zamanaşımını Durduran Haller
Tarh zamanaşımında da olduğu gibi tahsil zamanaşımında; kanunda sayılan hallerin meydana gelmesi ile işleyen zamanaşımı kanunda belirtilen durumlarda işlemeyecektir. Tahsil zamanaşımını durduran hallerin kalkması durumunda zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. Tahsil zamanaşımını durduran haller 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 104. Maddesinde belirtilmiştir. Bu kapsamda;
- Borçlunun yabancı memlekette bulunması,
- Hileli iflas etmesi,
- Mücbir sebeplerin varlığı; AATUHK’da düzenlenmemekle birlikte, kanunda düzenlenmemiş alanlara ilişkin VUK’a atıf yapılması sebebiyle zamanaşımı duracaktır.
- Terekenin tasfiyesi nedeniyle zamanaşımı işlememektedir.
Zamanaşımının işlememesine sebebiyet veren hallerin ortadan kalktığı günün sona ermesinden itibaren işlemeyen zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
2.2. Tahsil Zamanaşımını Kesen Haller
Tahsil zamanaşımının kesen hallerin varlığı halinde, işlemiş olan zamanaşımı süresi kesilecek ve bu zamana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresi artık dikkate alınmayacaktır. İşlememesi durumundan farklı olarak burada zamanaşımı süresi baştan itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır. Tahsil zamanaşımını kesen haller 6183 sayılı amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 103. Maddesinde belirtilmiştir.
- Ödeme, tarh edilerek mükellefe tebliğ edilmiş olan kamu alacağına istinaden zamanaşımı kesilmektedir. Dolayısıyla kısmen yapılan ödemeler de zamanaşımını kesmekte ve kalan kısım için ödemenin yapıldığı yılı takip eden yılın ilk gününden itibaren zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlamaktadır. Bu sebeple kamu idaresi memurları tarafından yapılan kısmi ödemeler ile zamanaşımının kesilmeye çalışılması durumu hukuka aykırılık teşkil etmekte olup, bu ödemeler zamanaşımını kesmemektedir.
- Haciz tatbiki, zamanaşımını kesen hallerdendir. Vergi idaresi tarafından kesin haciz tatbik edilmesi durumunda zamanaşımı duracaktır. Ayrıca tahakkuk etmemiş olan kamu alacakları yönünden tatbik edilen ihtiyati haciz zamanaşımını kesmeyecektir.
- Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat. Mükellef tarafından rızaen yapılan ödemelerle birlikte kamu idaresi tarafından cebren yapılan tahsilat da tahsil zamanaşımını kesmektedir.
- Ödeme emri tebliği, kamu alacağına ilişkin usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan ödeme emri tahsil zamanaşımını kesmektedir.
- Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, durumunda da zamanaşımı kesilmektedir.
- İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, üst derece mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması veya bozulması durumunu belirtmektedir.
- Amme alacağının teminata bağlanması, mükellef tarafından vergi idaresine verilen teminat ile zamanaşımı kesilmektedir. Verilen teminatın hazine kasasına girmesi veya kefalette kefilin vergi idaresi tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.
- Mahkemeler tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararları da zamanaşımını keser.
- İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracat edilmesi. Bu durumda da tahsil zamanaşımı kesilecektir.
Zamanaşımının kesilmesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk gününden itibaren baştan itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır.
3. Sonuç
1. Vergi alacaklarında zamanaşımı, hem mükellefler hem de vergi idaresi açısından büyük önem taşıyan bir kavramdır. Zamanaşımı süreleri, devletin vergi alacağını belirli bir süre içinde tahsil etmesini sağlarken; mükelleflerin de süresiz bir belirsizlik içinde kalmasını önler.
2. Tarh zamanaşımı, ceza kesme zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı gibi farklı türler, her biri kendi özel şartlarına ve sürelerine tabi olmak üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, hangi durumlarda zamanaşımı süresinin işleyeceğini, hangi hallerde duracağını veya kesileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
3. Özellikle tahsil zamanaşımı, devletin vergi alacağını belirlenen süre içinde tahsil edememesi halinde, bu alacağın artık takip edilemez hale gelmesini ifade eder. Ancak ödeme emri tebliği, haciz işlemleri veya cebri tahsil gibi işlemler zamanaşımını keserek sürenin baştan başlamasına yol açabilir. Öte yandan, mücbir sebepler gibi bazı istisnai durumlar zamanaşımının durmasına neden olabilir; böylece süre, söz konusu engel ortadan kalkana kadar işlemez.
4. Zamanaşımına girmiş olan alacaklara istinaden vergi dairesi tarafından işlem yapılabilecek olmakla birlikte; mükellef tarafından bu alacaklara istinaden zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi gerekmektedir. Zamanaşımına uğramış alacağa istinaden herhangi bir itirazi kayıt koymaksızın yapılan ödemeler; alacak zamanaşımına uğramamış gibi sonuç doğuracaktır.
¹ BATI, Vergi Hukuku Genel Hükümler, s. 444-445, 2 Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022.
Avukat Muhammet ÇOBAN